Çeviri

Translate

28 Kasım 2016 Pazartesi

PIRASA ÇORBASI (ŞİFA NİYETİNE)

Taptaze yemyeşil pırasaları görünce elim midem dur durak bilmiyor maalesef :) Muska dolmasından sonra çocukluğumun efsane lezzeti "Pırasa Çorbası"nı yaptım, yedim, yedirdim :) İçinde kırmızı (salça) ve et olmayan yemeklere yemek demeyen eşim bile kelimenin tam anlamıyla bayıldı :) Öyle ki; "Misafirlere mercimek çorbası yapacağına otur bundan yap" dedi (utanan maymun emojisi olsaydı keşke)


Bu tarifi canım annem kışın hasta olduğumuzda yapardı içine bol karabiber katar bolca limon sıkar sıcak sıcak içerdik :) Hey gidi günler heeeey!!! (#zalimsinzaman) Yıllardır içmediğim bu çorbayı bir cesaretle "Bu zamana kadar neden yapmadım acaba?" diye diye pişirdim valla... Neticede çocukluğumun lezzetine ve kokusuna yıllar sonra kavuştum... Ve annemin elinin lezzetini aldığımı tescilledim :)

MALZEMELER:   

* 3 adet pırasa (ince ince doğranmış)
* 1 adet orta boy soğan (yemeklik doğranmış)
* 1 adet patates (rendelenmiş)
* 1 adet havuç (rendelenmiş)
* 2 yemek kaşığı pirinç (iyice  yıkanmış olsun...ben pilavlık baldo kullandım)
* 1 yemek kaşığı un
* Tuz

YAPILIŞI:

Çorbamızı pişireceğimiz tenceremize unu ve takriben 4-5 su bardağı suyu koyup çırpıcıyla karıştırarak unu açıyoruz... Ocağın altını yakıp suyu kaynamaya bırakıyoruz... Diğer tarafta soğanı yemeklik kıyıp, patates ve havucumuzu rendeleyip pırasalarımızı ince ince doğruyoruz...



Kaynayan unlu suyumuza soğan-patates-havuç ve pırasaları sırayla ekleyip kaynayana kadar harlı, kaynadıktan sonra kısık ateşte on dakika pişiriyoruz... On dakikanın sonunda pirinci ve tuzunu ilave edip pirinçler uzayana kadar pişirmeye devam ediyoruz... Pirinçlerin uzayıp pırasaların piştiğinden emin olduktan sonra çorbamızın altını kapatıyoruz...

Hepsi bu :) Sebzeler ağza gelmesin derseniz blender kullanabilirsiniz :) Çorbanın kıvamı koyu oldu derseniz sıcak su ekleyerek istediğiniz kıvama getirebilirsiniz ;) Çorbaya su ekledim fazla oldu derseniz cam olmayan herhangi bir kaba ya da kilitli poşetlere koyarak buzluğa kaldırabilir ilerleyen zamanlarda kullanabilirsiniz :) Bu noktada buzluktan çıkardığınız çorbanızı bir gün önce geceden ya da sabah erkenden çözdürüp öyle ısıtmalısınız ;) Son olarak servis ederken ya da kendiniz içerken mutlaka karabiber ve bol limon kullanın :) Emin olun pişman olmayacaksınız ;) Şimdiden deneyen ve beğenen herkese afiyet bal olsun :)
                                                                                                                            
                                                                                                                            Benzer yazılar
                                                                                                                            *** Pırasa Dolması

Sevgiler...



20 Kasım 2016 Pazar

MANGALA...(SİZ DE OYNAYIN)

Bugün size 7'den 70'e herkesin ilgisini çekebilecek müsmithiş bir oyundan bahsetmek istiyorum... MANGALA... İçinizde mutlaka bu oyunu bilenleriniz vardır... Bilmeyenler için kısacık bir ön bilgi vermek isterim...
Mangala oyununun tarihi; Sakalar, Hunlar ve Göktürkler dönemine dayanıyor. Mangala Oyunu tarih boyunca kumar amaçlı olarak oynanmamış... Yabancı seyyahlar, zamanında Türklerin bu oyunu saatlerce hiç tartışmadan zevkle oynadıklarını ve asla parayla oynamadıklarını seyahatnamelerinde anlatmışlar... Dünyanın farklı ülkelerinde mangala türü oyunlar oynanmakta ancak Türk Mangalasını diğer mangala oyunlarından ayıran bazı özellikler bulunuyormuş. Diğer mangala türlerinde taşlar genelde “tohum” adını almakta, taşları hareket ettirme ise “tohum saçma” olarak ifade edilmekteymiş. Bu da o kültürlerin ziraatçı bir toplum olduklarını gösteriyormuş. Oysa Türk Mangala’sında taşlar “asker” olarak görülmekteymiş ve “hazine” olarak aktarılan bölüme Türkler “karargâh” demişler; bu da oyunun bir çiftçilik oyunu değil, savaş oyunu olduğunu ortaya koyuyormuş.
Türk Mangala’sının bir diğer farkı da alınan taşların bir tanesinin kendi otağına, yani kuyusuna bırakılmasıdır. Diğer mangala oyunlarında kendi kuyusuna taş bırakma olayı yoktur. Mangala’da kendi kuyusuna bir taş bırakma kuralı, Türk sosyal hayatındaki baba ocağına sahip çıkma geleneğinin bir tezahürü olarak görülüyormuş. Taş kazanmak için rakibin taşlarını çift yapma kuralı ise Türk inanç ve devlet sistemi tarihindeki ikili anlayışı sembolize etmekte ve Türklerin geleneksel dünya görüşüne uygun düşmekteymiş. 
Araştırmacı Philip Townshend'e göre bir toplumda, insanlarda en çok beğenilen ve örnek alınan niteliklerden yedisi Mangala Oyunu ile ilgiliymiş... Peki bu nitelikler hangileri?

* Kurnazlık
* Uyanıklık
* Önceden görme
* Esneklik
* Direnme
* Sağgörü
* Bellek

Kültür ve Turizm Bakanlığı Mangala Oyununun, Anadolu kültürünün köklü bir başlığı olduğunu, oyunun genç kuşaklara tanıtılmasının, yaygınlaştırılmasının yararlı olacağını, kültürel ve turistik alanlarda Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlayacağını bildirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Mangala Oyunu’nun okullarımızda oynatılması uygun bulunmuştur. (ki bence günümüzde bu çok önemli) Mangala Oyunu’nun diğer oyunlardan farkı, dağdaki çobandan, 70 yaşında ki bilgine, İstanbul’da sarayda ki Hanım Sultandan, 5 yaşında ki çocuğa kadar her yaştan ve kültürden insanın oynayabilmesidir. (Engelli Dostlarımız da dahil)
                                                                Kaynak: Mangala Oyunu Tarihçesi
Peki oyunun günümüze uyarlanmış hali nasıl?
Oyun iki kişiyle iki farklı şekilde oynanıyor... Amaç aynı... En fazla hazineyi toplamak... Kırmızı bir çantanın içine yerleştirilmiş 6'şardan 12 kuyu ve birerde hazine toplama bölümü var... hazine olarak bonibona benzer kırmızı pullar ve iki adette renkli pul mevcut (renkli pul kale oyununda kullanılıyor) Karşılıklı yapılan strateji ve doğru adımlamalarla rakibinizi altetmeye çalışıyorsunuz :)
Mangala Oyununda engelli vatandaşlarımız unutulmamış bu beni ayrıca çok ama çok mutlu etti... Kuyuların altına görme engellilerin kullandığı braille alfabesi'nden semboller kullanılmış...
Çevrenizde görme engeli bulunan dostlarınız varsa bu oyunu hediye edebilir ve karşılıklı oynayabilirsiniz :)


Sevgiler...








                                                                         

19 Kasım 2016 Cumartesi

PIRASA DOLMASI

Hahayyytttt sonunda bu da oldu benim nazik ellerim muska dolmalarıda sardı :p Şaka bi yana yeni tatlar denemeyi keşfetmeyi seven ben sosyal medyayı karıştırırken gördüm bu tarifi kendimce yaptım bir şeyler... Pırasayı oldum olası sevmişimdir tarifi görünce eşim ne der diye düşünmeden sıvadım kolları (kendisinin damak zevki belli olmuyor) İtiraf ediyorum ilk başta çok zorlandım ne yaptımsa beceremedim muska şeklini vermeyi sonra bir anda kendiliğinden gelişiverdi... Deneyenlerden tam not aldığı için paylaşmakta sakınca görmüyorum siz de gönül rahatlığıyla deneyebilirsiniz efenim :) 


MALZEMELER:

* 4 adet pırasa ( ben mümkün olduğunca orta kalınlıkta olmasını tercih ettim)
(İç Harcı için)
* 150 gr dolmalık kıyma
* 1 su bardağı pirinç (iyice yıkanıp süzülmüş)
* 1 adet orta boy soğan(rondodan geçirilmiş)
* 1 tatlı kaşığı domates, 1 tatlı kaşığı biber salçası
* 1/2 demet maydanoz
* 1/2 demet taze nane (orjinal tarifin dışında kullandım ama çok yakıştı)
* 2 yemek kaşığı z.yağ
* 1 yemek kaşığı s.yağ
* 1 tatlı kaşığı tuz-karabiber
* 1 çay kaşığı pulbiber
(Pişirme aşamasında kullanmak için)
* 1 yemek kaşığı tereyağ

YAPILIŞI:

Öncelikle geniş bir tencereye su koyup kaynamaya bırakıyoruz. Pırasalarımızı ortadan ikiye bölüp üzerine bıçakla derin çizik atıp kaynayan suda 3 dakika haşlıyoruz. Soğuması için kenara aldığımız pırasalarımız beklerken iç harcımızı hazırlıyoruz. Bütün iç harç malzemizi bir kapta birleştirip homojen olana kadar güzelce karıştırıyoruz. 


Soğuyan pırasalarımızın açılan yapraklarını tek tek ayırıp resimde gözüktüğü şekilde sarmaya başlıyoruz. (Bu noktada sabır çok önemliymiş)


Sarılamayacak kadar ince olan pırasalarımızı çöpe atmıyoruz pişirmede kullanacağımız tenceremizin dibine yerleştirip üzerine muska dolmalarımızı sıkı bir şekilde diziyoruz...  1 yemek kaşığı tereyağını parçalar halinde üzerine paylaştırıp pırasalarla aynı hizada olacak kadar su ekleyip önce harlı, kaynamaya başladığı anda kısık ateşte yarım saat - kırk dakika pişmeye bırakıyoruz...

 
Pişen dolmalarımız en az 20 dakika dinlendikten sonra servise hazır hale geliyor... Deneyen ve beğenen herkese şimdiden afiyet bal olsun...




Sevgiler

18 Kasım 2016 Cuma

Ev Dizayn (Part 1)

Bir buçuk sene önce taşındığımız yeni evimiz dekorasyon anlamında son derece zayıf... Nasıl olsa ev bizim zamanla zevkimize göre dayar döşeriz diye düşünmekten icraata geçmek nasip olmamıştı ki artık adım atmanın zamanıdır dedim... Fikir alma konusunda zevkine güvendiğim bir kaç dostumun dışında tabi ki @pinterest'ten büyük destek aldım... Değişime ilk etapta oturduğumuz ve zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz salondan başladık... Son derece sadelikten yana, ıvır zıvırdan uzak olmayı seven eşim ve benim önceliğimiz tv bölümü oldu... Peki ne mi yaptık? Az malzemeyle içimize sinen bir değişiklik oldu diyebilirim... 


Tv ünitesi olarak kullandığımız bölüm sadece masadan ibaret olduğundan dolayısıyla arka taraf bomboştu... Araştırmalarımız sonucu raflı bir dizaynın görsel anlamda uygun olacağını düşündük ancak bu noktada rafları düz duvara yerleştirmek içimize pek sinmiyordu... Taş desenli / tuğla desenli duvar kağıdı fikri sanırım istediğimiz sonuca bizi ulaştıracaktı ki öyle de oldu... Soluğu Koçtaş'ta aldık ve bu duvar kağıdını seçtik... 


Duvar kağıdını yapıştırmak için tercihimiz ise "Halley" markası oldu... Kullanımı ve kullanım sonrası temizliği son derece rahat ve pratikti...


Her zaman olmasada arada asimetriği seven bir insan olarak duvar kağıdını tv masasının arkasını ortalayacak şekilde ölçtük, kestik ve yapıştırdık (eşime bu noktada minnettarım son derece dikkatliydi ve temiz iş çıkardı ;) ) 


Raf seçimini kendim yaptım... Hemen hemen bütün dekorasyon sitelerini tek tek inceleyip sonunda bir karar verebildim... Tercihim @evmanya'dan yana oldu... Bilindik mağazalar ya da firmalar dışında alışveriş yapmayı sevmesemde hem bütçeme uygun olması hem de görsel anlamda tatmin ettiği için bu siteyi tercih ettim... Açıkcası pişmanda olmadım... Ürün hatasız,eksiksiz şekilde 3 iş günü içinde elimize ulaştı... Monte aşaması son derece kolay oldu duvara açılan altı delik ve işte sonuç ;)


Dekorasyon maceramızın ilk bölümü şimdilik bu kadar... İlerleyen günlerde yapacağımız diğer cici değişiklikleri buradan paylaşıyor olacağım... Değer verip okuduğınuz için teşekkür ederim :)



Sevgiler...