Çeviri

Translate

14 Ağustos 2016 Pazar

"THE WALK"

Pastaya böreğe çöreğe biraz ara verelim hadi... Gerçek hikaye, biyografi tarzı film severlere harika bir öneride bulunmak istiyorum... 1994 yılında "Forrest Gump" filmiyle en iyi yönetmen oscar'ını alan Robert Zemeckis imzalı 2015 yapımı "THE WALK"...



Ünlü Fransız ip cambazı Phillippe Petit'in 1974 yılında kariyerinde dönüm noktasına ulaştığı denemeyi konu alan film, gerek hikayesi, gerek kurgusu, gerek oyuncuların başarısı olsun kendine son derece hayran bırakan hafızalarda yer edinen bir film...



Filmde Phillippe Petit'i 1981 doğumlu Yahudi asıllı genç aktör Joseph Gordon-Levitt canlandırıyor. Bence son derece yetenekli olduğunu göstermiş ve başarılı bir oyunculuk sergilemiş kendisi ;) Filmin konusunu kısaca özetlemek gerekirse;


"1974 yılında Fransız ip cambazı Philippe Petit, kariyerinin belki de en tehlikeli denemesine girişir: Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin arasındaki boşlukta yürümek! Philippe Petit, akıl hocası Papa Rudy'nin yardımı ve desteğiyle tüm engellere ve risklere meydan okuyarak kulelerin arasına ip gerip bu tehlikeli yürüyüşü gerçekleştirmeyi planlar. Philippe Petit, uluslararası bir ekibin desteğiyle, Başkan Richard Nixon'ın istifa edebileceğini açıklamasından bir gün önce kulelerin arasına çelik kablo düzeneğini yerleştirir. O günlerde henüz tamamlanmamış olan ve kısmen kullanılan kulelerin arasında dans eden bu cambaz, tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başarabilecek midir?"


                                                                                  (Philippe Petit kimdir?)    


Yönetmenliğini Geleceğe Dönüş serisinden tanıdığımız Robert Zemeckis'in üstlendiği yapımın senaryosu Philippe Petit'nin "To Reach the Clouds" adlı otobiyografik kitabından uyarlandı. Filmin başrolünde Joseph Gordon-Levitt'e Ben Kingsley, Charlotte Le Bon, James Badge Dale ve Ben Schwartz eşlik ediyor.


Not: Dilerim izlerken siz de en az benim kadar keyif alırsınız...



Sevgiler...


"ÇİKOLUMİKOLU"



Çikolata severler bu tarife ba-yı-la-cak (.) Yemesi son derece keyifli ve mutluluk dolu bu tarifi paylaşmadan edemedim... Yine az malzemeyle enfes bir lezzet ortaya çıkarmanın haklı gururunu taşıyorum... Tatata taaaaaaam!!! Karşınızda "ÇikoluMikolu" kurabiyeeeeee :)

                                                                Malzemeler:

                                                     * 1 paket bitter çikolata (kare)
                                                     * 80 gr tereyağ
                                                     * 1 adet yumurta
                                                     * 1 su bardağı pudra şekeri
                                                     * 1 su bardağı un
                                                     * 1 çay bardağı damla çikolata
                                                     * 1 çay bardağı dövülmüş fındık
                                                     * 1 çay kaşığı ucuyla karbonat


Yapılışı:

Tereyağını ve bitter çikolatayı benmari usulü eritiyoruz. İçinne şeker ve yumurtayı ekleyip bir güzel karıştıyoruz. Ardından unu ve karbonatı ekleyip karıştırıyor ve yumuşak bir hamur elde ediyoruz. En son fındık ve damla çikolatayı ekleyip bir iki tur karıştırıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklarla diziyoruz. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri çatlayana kadar pişiriyoruz. Deneyen, beğenen herkese şimdiden afiyet bal olsun ;)


Not: İçerisinde bol çikolata olan bu lezzet rüyasını hemen servis etmeyecekseniz servise sunmadan önce mutlaka mikrodalgada 2 dakika ısıtın derim ;)



Sevgiler....

9 Ağustos 2016 Salı

"Kabakoli Çorbası"

Biliyorum biliyorum... Çoğunuzun ıyyykk!!! böyykkk!!! uggghhhh!!! agghhhh!!!! dediğinizi hissediyorum... Sevdiğim sebzeler listesinde Top 5'tedir "Kabak"... Yemeği, zeytinyağlısı,dolması, hatta ve hatta cipsi (müthiş bir lezzet) Bu çorbayı hiç denemeyenler, kabakla arası iyi olmayanlar için tadının kabak kabak olmadığını garanti edebilirim... Son derece pratik, lezzetli, renkli ve en önemlisi faydalı ;) Kendiniz için olmasa bile çocuğunuz, miniş meleklerimiz için deneyebilir ve onları bu "Super Kabakoliyle" buluşturabilirsiniz :) Çok uzatmayı sevmiyorum bilenler bilir... Gelsin tarif o zaman ;)


Malzemeler:

* 2 adet kabak
* 1 büyük patates
* 1 orta boy soğan
* Yarım demet dereotu
* Tuz, karabiber

Yapılışı:

Orta boy tencerenin içerisine soğanı halka halka ya da yarım ay şeklinde doğruyoruz... Patatesi iri küpler halinde doğrayıp soğanların üstüne ekliyoruz... Son olarak güzelce yıkayıp kabuklarını soyduğumuz kabaklarımızı ister yuvarlak ister küp küp doğrayıp tenceremize ilave ediyoruz... Malzemelerimizin üzerini bir iki parmak geçecek şekilde suyumuzu ilave edip tüm sebzeler iyice yumuşayana kadar haşlıyoruz... Haşlanan çorbamıza damak tadımıza göre tuz ve karabiber ekleyip blender'dan geçiriyoruz... 2-3 dakika kadar kaynatıp altını kapattığımız çorbamızın üzerine ince ince doğradığımız dereotunu ilave edip bir iki tur karıştırıyoruz... Ve çorbamız servise hazır hale geldi bile :) Deneyip tadına bakan herkese başta çocuklarımız olmak üzere afiyet bal olsun diyorum :)


Not: Bu çorbanın içerisinde yağ bulunmamaktadır... Diyet yapanlara saygıyla duyurulur :)



Sevgiler.... 

4 Ağustos 2016 Perşembe

"LR HEALTH&BEAUTY" Deneyimim

LR Health&Beauty ile bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım... O da markanın binlerce iş ortağından sadece biri... Alman teknolojisini kullanarak ortaya çıkardığı ürünlerin içeriğini okuduğumda son derece şaşırdım diyebilirim... Yetişkinleri olduğu kadar çocukları da önemseyen marka, ürünlerin içeriği bakımından çok ama çok zengin... İtiraf etmeliyim ki bendeniz son 5 yıldır düzenli olarak kozmetik ürünü kullanmaktayım... O da belli başlı markaları tercih etmemle mümkün oldu... Çünkü çoğunuz gibi benim cildim de bir çok maddeye karşı reaksiyon gösteriyor... Yani alerjiye açık bir bünyem var maalesef :( LR ile tanıştım ama kullandığım ürünleri de hemen bir kenara atmadım tabi... Kendime bir süre tanışma, kaynaşma fırsatı verdim... Ve işe en sık kullandığım ürünlerle başlama kararı aldım... Karşınızda LR ürünlerim :)


ALOE VERA EL KREMİ:  El kremsiz bir hayat düşünemiyorum ben... Az yağlı, asla yapış yapış olmayan, sürdüğüm anda cildimin -tabiri caizse- vakum gibi emdiği ve cildimi adeta bir pamuk gibi yumuşacık yapan bir krem... Bu anlattıklarıma uygun bir el kremi çantamda olmazsa olmazımdı... Ancak LR'ın kataloğunda Aloe Vera özlü el kremini görünce bir duraksadım... Çünkü Aloe Vera'nın kozmetik sektöründe ciddi bir etkiye sahip olduğunu duymuş ve okumuştum... Açıkcası biraz merak biraz da heves diyelim hemen verdim siparişimi... Yaklaşık 1 haftadır düzenli olarak kullanıyorum... Cildimde herhangi bir sıkıntı yaşamadım... Sürümü, yapısı son derece rahat... Kokusu ise oldukça ferah diyebilirim... Aşırı olmamakla birlikte ilk etapta yapışıklık hissi versede kısa sürede bu his kayboluyor... Benim için tek kusuru diğer kullandığım kreme belkide çok alışmamdan kaynaklı yumuşaklık hissinin çok uzun süreli olmaması oldu... Ama tabi bu benim cildime olan etkisi herkeste aynısı olacak diye bir şey söz konusu değil... Eğer bir fırsatınız olursa alıp denemenizi öneririm... En azından cilt sağlığı açısından son derece garanti bir ürün.


COLOURS OJE ÇIKARICI: Standart bir oje çıkarıcı vardır hani... Buram buram aseton kokan... Tırnak kenarlarınızda yara ya da benzer bir sıkıntı varsa cayır cayır yakan... Heh!! işte hepsini unutun... LR'ın vazgeçilmezlerinden biri olacağının garantisini veriyorum ve buraya yazıyorum... Bu oje çıkarıcı çok konuşulacak ;) Asetonsuz aseton :) İçeriğindeki kayısı çekirdeği özüyle bir yandan tırnaklarımın bakım onarım çalışmasına destek olurken diğer yandan yumuşacık ipeksi bir hal aldırdı... Kesinlikle tekrar tekrar kullanacağım garanti cepte bir ürün ;)


RACINE TEMİZLEME KÖPÜĞÜ: İtiraf ediyorum. Yüzümü son iki yıldır temizleme köpüğü kullanarak yıkıyorum. Öncesinde Bebek Şampuanı kullanırdım (şuraya utanmış maymun emojisi koyalım) Kullandığım ürün henüz bitmemişti ki hazır sipariş veriyorken RACIN'e de bir şans vermek istedim... Bu ürünü de yaklaşık bir haftadır düzenli olarak kullanıyorum... Şu ana kadar cildimde en ufak bir sıkıntı yaşamadım aksine ürünü kullanıp yüzümü bir peçete yardımıyla nazikçe kurulayıp dokunduğumda verdiği yumuşaklık hissi benden bir on puan aldı... Yani cildimi temizlerken aynı zamanda nemlendirdiğini de hissettim... Bütünleyici olması açısından aynı markanın tonik siparişini de verdim ancak ürün elime yeni ulaştığı için çok fazla deneyimleme şansım olmadı ilerleyen zamanlarda RACINE TONIC ile ilgili gözlemlerimi de buradan paylaşacağım...


MICRO SILVER PLUS DİŞ MACUNU: Açıkcası bir diş macunu bir haftada ne derece etkili olabilir bilmiyorum... Diş etlerimden son derece muzdaribim :( daha doğrusu diş yapım konusunda sıkıntılarım var... Sanırım vücudumdaki kalsiyum yetersizliğinden ötürü dişlerim çok küçük yaştan beri sıkıntılı... Elimden geldiğince özen göstermeye ve dikkat etmeye çalışıyorum... Micro Silver Diş macunu içindeki etken maddesiyle hem diş sağlığını hem de diş eti sağlığını koruma yönünden güçlü olduğu garantisini veriyor... Bir hafta içerisinde gözlemlediğim ilk etapta ağız kokumda bir hafifleme oldu... (kimse ağzının kokmadığını söylemesin :) ) Düzenli kullandığım sürece ben bu hafiflemin giderek artacağını ve sonunda bu sıkıntımdan büyük ölçüde kurtulacağımı düşünüyorum... Ürünün içinde barındırdığı gümüş maddesiyle diş beyazlatmada etkili olduğu da söyleniyor ancak dediğim gibi bunun için en az bir ay deneme süresi gerekli sanırım... Bir süre sonra bu ürünle ilgili düşüncelerimi yeniden yazacağım...


COLOURS SİYAH GÖZ KALEMİ: Mevcut göz kalemim bitmeye yakın olduğu için yine deneme amaçlı bu göz kalemini sipariş verdim LR'a... Ama sonuç benim için büyük bir hüsran oldu.. Kalemi her kullanışımın ertesi günü gözümde ciddi kızarıklık ve kaşıntı yaşadım... LR iş ortaklarına sorunu bildirdiğimde ürünü bileğimde denemem ve herhangi bir reaksiyon oluşup oluşmadığını gözlemlemem istendi... Denileni yaptım ve bir sıkıntı yaşamadım... Bu zannedersem daha önce kullandığım ürünlerden daha doğal bir yapıya sahip olduğu için gözüm tarafından reddedildi :) Ürünü kullanan pek çok kişi olduğunu ve onların benimkine benzer bir sıkıntı yaşamadıklarını öğrendim.. Ama o tatlı kaşıntıların ardından açıkcası tekrar bu ürünü kullanmayı düşünmüyorum...



Eveeeet... Kısaca benim LR deneyimim böyleydi... Katologta gördüğüm, merak ettiğim ve denemek istediğim daha bir çok ürün çeşidi var... Bunları da en yakın zamanda tedarik edip, deneyimleyip sizlerle paylaşacağım... Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim...


Sevgiler...

3 Ağustos 2016 Çarşamba

"Paulo Coelho’dan Başucu Notları"

Paulo Coelho... Bir çoğunuz gibi ben de kendisini en meşhur kitabı Simyacı ile tanıdım... Kendimce zengin kütüphanemin en nadide köşesinde yer ayırdım kendisine... Tekrar tekrar okumalara doymadım doyamam da... Kitaplarından okumadığım okuyamadığım sayılıdır... Paulo Coelho'yu size buradan uzun uzadıya anlatmayacağım neticede birebir tanışmışlığım yok kendisiyle :) Bu yüzden bilmeyen duymayan ve hala tanımayan varsa içinizde buraya linkini yapıştırıyorum...


                                                       ( Paulo Coelho kimdir? )

Geçenlerde internet aleminde dolaşırken bir arkadaşımın paylaşımı gözüme ilişti... Paulo abimizin kitaplarından alınmış başucu niteliğindeki 15 madde yazıyordu bu paylaşımda... Dedim "ekin hemen not al... En kısa zamanda arşivinde yer ayır kendisine..." Şimdi tam da buraya yazıyorum o 15 maddeyi... Hayat bu bakarsınız bir gün lazım olur ;)

Madde 1: Elveda diyecek kadar cesursan, hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir. 

Madde 2: Hiç yenilmemiş insanlar vardır. Onlar hiç savaşmamış olanlardır.                              

Madde 3: En iyisini sonraya saklamayın. Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.                       

Madde 4: Başkalarını memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever, kendin hariç.                   

Madde 5: Başkalarının ne düşündüğü önemli değil çünkü her halükarda yine aynısını düşünecekler. 

Madde 6: Zamanını satabilirsin, ama geri satın alamazsın.                                                            
Madde 7: Bizi seven insanlar var, sadece nasıl göstereceklerini bilmiyorlar.                             

Madde 8: Hayatın sırrı, oysa, yedi kere düşüp, sekiz kere kalmaktı.                                        

Madde 9: Bir hayali gerçekleştirmeyi imkansız kılan tek şey vardır; başarısızlık korkusu.         

Madde 10: Hayatın, insanın iradesini test etmek için pek çok yolu vardır, bazen hiçbir şey olmaz ya da her şey birden olur.

Madde 11: Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.

Madde 12: Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.

Madde 13: Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.

Madde 14: Affet ama asla unutma yoksa tekrar yaralanırsın. Affetmek bakış açını değiştirir, unutmak ise aldığın dersi kaybettirir.

Madde 15: Ok ancak geri çekerek atılır. Hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam et.


Okuyanların okumayanlara anlatması dileğiyle...


Sevgiler...