Çeviri

Translate

2 Mayıs 2016 Pazartesi

MAYSA VE BEN

Bu yıl '30'u göreceğimden midir nedir bilmiyorum ama her zamankinden biraz daha fazla duygusal bir dönemden geçiyorum... Bir yanım gerçekten büyüdüğüm için çok mutlu, diğer tarafımsa resmen acı çekiyor... İnsanın 0-6 yaş anılarını hatırlaması zordur derler... Çekilen fotoğraf karelerinden anımsanır yaşanılananlar... Bende biraz farklı bu durum... Çocukluğuma dair hatırladığım en bariz şey kırmızı saçlı, kırmızı burunlu, çilli, beyaz ama ucunda kırmızı fistosu olan çiçekli bir elbise giymiş, kırmızı ayaklı mis kokulu lahana bebeğim... "Çilek hanım" diye severdim kendisini... Evcilik oynarken misafirim, doktorculuk oynarken hastam, öğretmencilik oynarken öğrencim olurdu... Saçlarını koklamaya bayılırdım... Mutsuz olduğumda gözyaşlarımla ıslattığımı bilirim... O anlarda bile bir şekilde mutlu etmeyi başarırdı beni... Sonra? Sonra ne olduysa kaybettik birbirimizi o anları nasıl hatırlıyorsam, kaybedişimi hiç mi hiç hatırlamıyorum :( O günden  sonra "Çilek Hanım"ın yerine koyacak bir şey bulamadım ben... ta ki bu seneye kadar... Her ne kadar aktif görünmesem de sosyal medya gezintilerim sırasında İnstagram'da gözüme ilişen bir sayfa oldu... ismi @bansidoll...


Büyülenmiş gibi her bir paylaşımlarını tek tek inceledim... Hepsine sahip olmak istemedim de değil hani :) Ha bugün ha yarın derken bir türlü fırsat olmadı almak için... Kısaca kendilerinden bahsetmem gerekirse; "Bansidoll"ler her biri yüksek kaliteli doğal malzemeler kullanılarak, işinin ehli kişiler tarafından el emeği ile hazırlanan bez bebekler... Bu bebekler sadece çocukların değil yetişkinlerin de hayatlarında yer edinebilecek güzellikteler... Markanın kurucusu sevgili Sibel Köse... Kendisine tanımadan hayran bırakanlardan... Fikrine sağlık, yüreğine sağlık diyorum tekrar...

Geçtiğimiz günlerde bir kaç günlüğüne canım annem geldi Ankara'dan... Başta kız kardeşim olmak üzere tüm arkadaşlarına hatırı sayılır süprizler yaptık beraber... Gitmeden bir gün önce bana yaşatacakları süprizi bilmeden hem de... O akşam dışardan eve geldik telefonuma bir mesaj geldi... Mesaj kardeşimdendi ama o yanımdaydı aslında... okudum okudum okudum...

Ve süpriiiiiizzzzz...


Bana bu güzelliği hediye ettiler... 30'uma bu kadar yaklaşmışken yaşadığım mutluluk tarif edilemez derecedeydi... İçim çıka çıka ağladım desem yeridir... Sonunda "Çilek Hanım"ın yerine koyabileceğim bir bebeğim olmuştu... İsmi "MAYSA"... Türkmence kökenli bir kelime "MAYSA"... Baharda açan ilk çiçek, fidan anlamı taşıyor... Nasip olur da kızım olursa onun da bir ismi kesinlikle bu olacak...


En kıymetlilerime bana bu güzelliği armağan ettikleri için çok ama çok teşekkür ediyorum... Ama en büyük teşekkürüm Sibel Hanım'a... Tüm sıkışıklığına, yoğun temposuna rağmen kardeşimi kırmayarak benim için zaman yarattığı ve "MAYSA"yı bana gönderdiği için kendisine minnettarım... Eğer bu yazıyı sonuna kadar okuyanınız varsa sevdiklerinizi, çocuklarınızı, çocuk ruhlarınızı @bansidoll bebekleri ile renklendirin derim... Daha iyisini bulamazsınız ;)


Sevgilerimle...